İpekyolu Kalkınma Ajansı (İKA) Genel Sekreteri Dr. Burhan Akyılmaz, İklim değişikliğinin insanlığın karşı karşıya kaldığı en büyük sorunların başında geldiğini söyledi.
İpekyolu Kalkınma Ajansı Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü ve Doğa Koruma Merkezi işbirliğinde hazırlanan TRC1 Bölgesinde Tarımın İklim Değişikline Uyum Kapasitesinin Artırılması Projesi kapsamında “TRC1 Bölgesinde Tarım Perspektifinden İklim Değişikliği Sorunlar ve Çözüm Önerileri” konulu online panel düzenlendi.
Moderatörlüğünü İpekyolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Burhan Akyılmaz’ın yaptığı panele; Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Tarımsal Çevre ve Doğal Kaynakları Koruma Daire Başkanı Dr. Ali Kılıç Özbek, Doğa Koruma Merkezi, Toprak ve Su Programı Koordinatörü Dr. Melike Kuş, Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu, Adıyaman Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Akça katıldı.
Panelin açılışında konuşan İpekyolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Burhan Akyılmaz İklim değişikliğinin, 21. yüzyılda insanlığın karşı karşıya kaldığı en büyük sorunların başında geldiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “İnsan sağlığı, ekosistemler, hatta insan neslinin sürdürülmesi bakımından tehdit oluşturabilecek olumsuz etkileri nedeniyle çok ciddi sosyo-ekonomik sonuçlara yol açabilecek bir sorun olarak değerlendirilen iklim değişikliği, özellikle son yıllarda uluslararası gündemin üst sıralarında yer almaya başlamıştır. İklim değişikliğin turizmden ulaştırmaya, ulaştırmadan sağlığa, sağlıktan tarıma birçok sektör üzerinde etkisinin olacağı hepimizin bildiği bir gerçek. Son yıllarda yaşanan iklimsel değişkenlikler ve aşırı iklim olaylarından en çok etkilenen sektörlerden biri de tarımdır. Tarımsal üretimin başarısı, ekimden hasat dönemine kadar bitkinin fenolojik dönemlerinde uygun iklim koşulları gerektirmektedir. Bu koşullardaki değişimler ürün verimi ve kalitesini düşürebilmekte, hatta ürünün tamamen kaybına dahi sebep olabilmektedir. Çiftçi ailelerinin bu değişkenliklere zamanında uyum sağlaması, hem hanenin geçimi hem de ulusal ölçekte gıda güvencesinin garanti edilmesi açısından önemlidir. Bir bölgesel kalkınma kuruluşu olarak bizler de Tarımda Rekabetçilik Sonuç Odaklı Programımız kapsamında iklim değişikliğinin bölgemizin en önemli gelişme eksenlerinden biri olan Tarımı nasıl etkileyeceği konusunda Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü ve Doğa Koruma Merkezi ile önemli bir araştırma raporu hazırladık. Araştırma raporunun hazırlanmasında katkı sunan tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum.”
Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Tarımsal Çevre ve Doğal Kaynakları Koruma Daire Başkanı Dr. Ali Kılıç Özbek ise tarımın ekosistem içerisindeki önemini vurgulayarak, tarımın iklim değişikliğinden olumsuz manada en fazla etkilenen ve iklim değişikliğine uyum ve azaltım konularında da en iyi çıktıyı ortaya koyan sektör olduğunu kaydetti. Özbek, “Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ‘ya göre dünya topraklarının 1/3’ünde tarım yapılabiliyor. Türkiye toprakları organik madde yönünden zayıf durumdadır. Aynı zamanda su kısıtı olan bir ülkeyiz. Tarımsal çevreyi kirlettik, gıda israfına sebep olduk. Yılda 1,5 milyon tondan fazla gıda çöpe gitmektedir. 2020 yılı Nisan ayı verilerine göre yağış miktarı düşmüş durumdadır. Bunun sebebi de iklim değişikliğinin yağış rejimini değiştirmesidir. Son yıllarda ülkemizde iklim değişikliğine bağlı olarak seller, taşkınlar arttı. 2050 yılında sıcaklık 2 ile 3 derece artacağı görülüyor. Bundan dolayı toprak bozulacak. Fiyatlarda yüzde 80’in üzerinde yansıma olacak. Çeşitli tarım ürünlerinde verim kaybına yol açacak. Bu proje ile uygulama yapılabilirse çok faydalı olacaktır.”
Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu da TRC1 Bölgesi’nin İklim Değişikliği açısından önemli sorunları başlıklı sunum gerçekleştirdi. Çullu, “Türkiye topraklarının yüzde 60’ı kurak durumda. Ortalama 5 ay yağış düşmez ve yüksek sıcaklık olursa toprak nemini kaybeder. Bölgemiz şu an bile sıkıntılı, bu şekilde devam ederse gelecek projeksiyonu daha da sıkıntılı hale gelir. Geç donların olduğu yerde geçiş türlerini iyi seçmek gerekiyor. İklime uyumlu ürün deseni tercih edilmelidir. Bu noktada çiftçi farkındalığını artırmamız gerekiyor.” dedi.
Adıyaman Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Akça ise tarım en hızlı kazanç sağlayan sektör olduğunu ifada ederek, “tarımdan çok hızlı gelir elde edebilirsiniz; hammaddenin çok iyi kullanılması gerekiyor. Tabi bizim şimdi iklim değişikliğinden önce çok daha ciddi sorunumuz var. O da nüfus artışı. Birçok veri şunu gösteriyor 2050 yılına kadar gıda üretiminin 2 katına çıkarılması gerekiyor. Gıda dünyadaki en kırılgan olgu. Bu sebeple kendine yetebilmek için toprak-su kullanımının planlı olması gerekmektedir. Kentlerde doğal alanların kullanılması, yerelde ve yerinde üretim gerçekleştirilmesi gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.
Doğa Koruma Merkezi, Toprak ve Su Programı Koordinatörü Dr. Melike Kuş da tarımın iklim değişikliğine uyum kapasitesinin araştırılması sürecinde iklimsel kırılganlık analizleri ve bu analizlere yönelik kullanılan metodolojiler ile ilgili bilgiler aktardı. Kuş, yapılan araştırmanın TRC1 Bölgesi özelinde etkilerinden bahsederek, rapor sürecinde il ve köy toplantıları gerçekleştirdiklerini ifade etti.